Türkiye’de vergi sisteminin her geçen gün daha fazla tartışıldığı bir ortamda adaletsizlik artıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’na (OECD) üye ülkelerle karşılaştırıldığında tüketim üzerinden alınan KDV, ÖTV gibi ‘dolaylı’ vergiler toplamda ilk sırada yer alıyor. Bu vergilerin özelliği, gelir düzeyi ayrımı yapmaması iken, zenginlere ve şirketlere göre sıradan vatandaşların üzerindeki yükü daha da artırmaktadır.
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi gelir üzerinden alınan “doğrudan” vergiler açısından Türkiye, 2021’den itibaren yüzde 5,5 ile OECD’de son sırada yer aldı. Yapılan yorumlarda, iş dünyasının desteklendiği ve bütçe açıklarında yükün vatandaşa yüklendiği söyleniyor.
Son dönemde yapılan KDV, ÖTV, MTV gibi vergi artışlarının vatandaşlardan daha fazla tepki almasının nedeni vergi sistemindeki adaletsizliktir.
Hürriyet Araştırmaları Derneği’nin (ÖAD) yazısında, Türkiye’de vergi sisteminin son düzenlemelerle birlikte “giderek daha adaletsiz hale geldiğine” dikkat çekiliyor.
1999 yılında Gölcük deprem felaketinden sonra aralıklı olarak getirilen ancak kalıcı hale gelen ve halk arasında “deprem vergisi” olarak bilinen Özel İrtibat Vergisi, ÖTV olarak kısaltılan Özel Tüketim Vergisi ve TRT bandrol bedeli sistemdeki adaleti sorgulayan vergilerin başında gelmektedir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Haziran ayı bütçe gerçekleşme raporunda merkezi toplam bütçe gelirlerinin sadece yüzde 29,24’ünü dolaysız vergiler oluşturdu.
Haziran’da alım gücünün düşmesi, tüketimin temel kısma kayması ve “kayıt dışı ekonomi”ye kaçışla KDV yüzde 131 azalırken, 6 aylık dönemde yüzde 69 arttı.